Bülent Çankaya İle Teknoloji Sohbetleri

  Hepimiz günlük hayatımızda 'yıkıcı teknoloji' terimini duymuşuzdur ve belki de birçoğumuz tam anlamıyla ne olduğunu merak ediyoruz. Geçen hafta www.cetas.com.tr içerisinde " Dijital Şubelerimiz " projemizi devreye alınca bu hafta ki Blog yazımı Yıkıcı teknolojiler üzerine yazmaya karar verdim. Yıkıcı teknoloji, adından da anlaşılacağı gibi, mevcut iş yapış biçimlerini, sektörleri hatta bazen tüm endüstrileri baştan aşağı değiştiren yenilikçi teknolojik buluşlar demektir. Peki, günlük hayatımızda bu yıkıcı yenilikler neler yapabiliyor? Akıllı telefonlar güzel bir örnektir. Bu küçük cihazlar, bir zamanlar herkesin evinde bulunan sabit hatlı telefonların yerini aldı. Bu telefonlar, sadece arama yapmakla kalmıyor, fotoğraf çekiyor, yol tarifi veriyor, hatta elimizdeki bu sihirli kutu ile dünyanın diğer ucundaki insanlarla anında video görüşmeleri bile yapabiliyoruz. Bu hem fotoğraf sektörüne damga vurmuş Kodak gibi markaları hem BlackBerry gibi mesajlaşmayı hayatımıza k

  Geçen Hafta Değerli dostum Digitopia'nın kurucusu Halil Aksu 'nun "CDO olmak ya da olmamak" yazısını okuyunca gözümün önüne Dijital çağın hızla akıp giden sularında, bir Dijital Dönüşüm Yöneticisinin (CDO) gemisini doğru limana yanaştırması canlandı. Bu hem deneyim hem de cesaret gerektirir. Bu yolculuk, sadece teknolojik bir maraton değil, aynı zamanda derin bir kültürel dönüşüm sürecidir. Halil üstadımın verdiği ilham ile gelin, bu serüvenin zorlu dalgalarını ve dümende doğru rota nasıl çizileceğini birlikte keşfedelim ; 1. Belirsiz Deniz Haritaları: Rolün Tanımı Dijital okyanusunun derinliklerine açılan CDO'lar için en büyük engellerden biri, net bir rota haritasının olmamasıdır. Rol tanımının belirsizliği, kimi zaman CIO'ların teknik sularına, kimi zaman da CMO'ların pazarlama dalgalarına sürükleyebilir gemimizi. Bu durum, gemideki diğer mürettebatla çatışmalara ve güvertede kafa karışıklığına yol açabilir. CDO'nun gemisinin dümenini sağlam tutma

Bu hafta, Beni Çok heyecanlandıran teknoloji dünyasında iki devrim niteliğinde gelişme yaşandı. İlk olarak, OpenAI'nin geliştirdiği SORA'nın duyurulmasıyla başlayalım. Sora, metin talimatlarından yola çıkarak videolar oluşturabilen bir yapay zeka modeli. Bu, sadece yaratıcı profesyoneller için değil, günlük hayatta karşılaştığımız birçok problemi çözme biçimimiz açısından da oyunun kurallarını değiştiriyor. Sora, gerçekçi ve hayal gücü yüksek sahneleri bir dakikaya kadar olan videolar halinde üretebiliyor, bu da onu sadece eğlence ve içerik üretimi için değil, eğitim, simülasyon ve hatta reklamcılık için de mükemmel bir araç haline getiriyor. İkinci olarak, Betavolt tarafından geliştirilen ve 50 yıl boyunca şarj veya bakım gerektirmeden çalışabilen nükleer pillerin tanıtılması oldu. Bu küçük ama güçlü cihazlar, enerji depolama ve kullanım şeklimizi kökten değiştirebilir. Düşünün, bir defa şarj edildiğinde yarım yüzyıl boyunca güç sağlayabilen bir pil! Bu, özellikle uzak bölgele

  Son 7/8 yıldır gençlerle, çocuklarla teknoloji sohbetleri yaptığım zaman onlara sorarım; "gelecekte yükseleceğini tahmin ettiğiniz 3 teknolojik alan söyleyin " sonra da benim tahminlerimi açıklarım; " VR teknolojisi, Dron Teknolojisi ve mobil cihazlarımızın (telefonlarımızın) vücuda yerleştirilmesi " diye. Şimdi bu tahminlerimin son 7/8 yılda hızla gerçekleşmeye doğru gitmesi gerçekten bana çok heyecan veriyor örneğin son günlerde Apple Vision Pro ile gündeme bomba gibi düşen Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR), dijital dünyamızın sınırlarını zorlayarak, kullanıcı deneyimini kökten değiştiren iki devrim niteliğinde teknoloji. Her biri, benzersiz özellikleriyle, eğitimden sağlığa, eğlenceden iş dünyasına kadar pek çok alanı dönüştürme potansiyeline sahip. Peki, bu iki teknoloji arasındaki fark nedir ve gelecekleri bize neler vaat ediyor? VR, kullanıcıyı tamamen dijital bir ortama sokarak gerçek dünya ile bağını keser. Bu, özellikle eğitim ve eğlence s

  Yeni yılın ilk yazısı ile herkese Merhaba, 2024, iş dünyası için dinamik ve zorlayıcı bir yıl olacak. Özellikle otomotiv sektöründe, daralan pazar koşullarında müşterilere ulaşmak, onları showroomlarımıza davet etmek ve sonrasında satışı gerçekleştirmek her zamankinden daha karmaşık hale geliyor. Ancak unutmayalım ki, zorluklar aynı zamanda yeni fırsatları da beraberinde getirir. Dijital çağ, bize 'altın tozları' olarak adlandırdığımız lead'leri sunuyor. Bu lead'ler, potansiyel müşterilerimiz. Ancak bu altın tozlarına ulaşmak için daha fazla çaba sarf etmeli, daha çok kum eleyerek gerçek değeri bulmalıyız. Bu süreç, sadece otomotiv sektörü için değil, tüm sektörler için geçerli bir durum. Bu nedenle, Çetaş Otomotiv olarak biz de yeni yılda tüm satış danışmanlarımıza yönelik bir dizi eğitim programı başlatıyoruz. Bu eğitimler; dijital dönüşüm, lead avcılığı ve telefonda müşteri iknası üzerine olacak. Amacımız, tüm ekibimizi dijital çağın en iyi 'altın avcıları'

  2023: Dijital Dönüşümde Bir Dönemeç ve 2024'e Dair Beklentilerim Merhaba, 2023 yılı, teknolojinin hızla ilerlediği ve hayatımızın her alanına daha da derinlemesine işlediği bir yıl oldu. Bu yıl bize, teknolojinin sadece iş dünyasında değil, günlük yaşantımızda da ne kadar etkili olduğunu gösterdi. Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi, 2023'te öne çıkan alanlardan biriydi. Veri analizinden müşteri hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede AI'nin etkisini gördük. AI'nin bu evrimi, işletmelerin daha akıllı kararlar almasını sağladı. Siber güvenlik konusunda ise, artan tehditlere karşı gelişen savunma mekanizmalarına tanık olduk. AI ve otomasyon, bu alanda tehdit tespiti ve müdahale süreçlerinde kritik roller oynadı. Bulut teknolojisi ve hibrit çalışma modelleri de yılın dikkat çeken gelişmeleri arasındaydı. Bu trendler, esnek çalışma biçimlerini destekleyerek iş dünyasında yeni bir standart oluşturdu. Peki, 2024 yılı bize neler vaat ediyor? İşte bazı düşüncelerim: Yapay zekan